SEVGİLİLER GÜNÜ
14 şubat 2012
Sosyoloji, Biyoloji ne anlar aşk’ dan sevda’dan
Bu Psikolojinin işi.
Sevgilidir birbirini seven iki kişi
köprü kurdurur, duvar ördürmez,
İnceltir, olgunlaştırır, ölçülmez
Yürekten duymak yeter.
Ruhlar sevişir aslında;
Bedenler yük çeker.
Sevgililer günümüz kutlu olsun
Murat TunçaySevgililer gününde, sabahın yedisinde gelen bu şiirsel kutlama, bana yıllanmış dostluğun sevgiyle uyanışın pırıltılı sevincini yaşattı. İşte böyledir sevginin gücü.
Dost ekini bir yalnızlık anını güzelle bezeyiveriyor
anımsamanın yaratıcılığıyla.
Sen de anında bir şeyler çiziktirirsin uzağı yakın
edercesine çabuk.
Zaman ve uzamda birlikteliği yakalamak için.İçindeki
sevinci dizelere döküverirsin coşkuyla:
SEVİNÇ
İki güzel dost, sevgiyi yaratmış
Yüreklerde.
Gözleri ufka dönmüş,
Bakarlarken geleceğe
Doğan her yeni günle
Yeniden doğmuş
Müziğin koynunda
Güzelle beslenen
Aşk adlı bilmece…
İki güzel dostla
İzmir’den
Antalya’ya
Varan aşk,
Sabahın şavkında
Alazlandı,
Eşinden uzakta
Feride’nin
gönlünde
Paylaşımın anlamıyla
çözülsün diye…
“Teşekkürler Canlarım, derken ikinci teşekkürüm bu mesajları iletmemizi sağlayan teknolojiye idi.
Bunları düşünmek, eşimden uzak olma gerçeğini bir yürek çırpıntısıyla yeniden
canlandırıverdi beynimde.Aslında birbirinden pek de farklı olmayan sevgililer günü, bu erken saatlerde
aşkı anımsatırken özlemi körükledi susuzluğu duyumsatan.İşte a an, bu tip günlerin ardında saklanan liberal anlayışın insana
sevimli gelen tüketim tuzaklarını yenen, şiirsel anlatının devreye girdiğini
gördüm, İstanbul’daki sevgiliye sunulan:
ARAYIŞ,
Kara gözlerinden
Yaşamın anlamı
Su olup akarken içime
Aşkın kırmızısına
Işıltılı Akdeniz mavisini katıp
Meltem rüzgarıyla,
havalanıyorum
Gün ortasında
Mor giysili Toroslar’ın yüceliğinden
bembeyaz bulutların ferahlığına
erişirken tutkun gönlüm
özleminle sarhoş,
ellerini arıyor
boşluğa düşen yalnızlığımda…
Bu armağan içimdeki yoksunluk yüklü özlemi Bolonya’daki kızıma doğru yöneltiverdi ana yüreğinin sınır tanımazlığıyla. “Onu da kutlamalıyım” derken, bir doğum günü bahanesinin İstanbul’dan İtalya’ ya varan aşk dolu buluşmasını gözledim sevgililer gününde Venedik’te soluklanan.. O anda, yaşlı ama özlemin kıpırtısıyla coşan yüreğim uyarıcı sesle irkildi.“Dur şimdi olmaz! Gondolda yalnız aşk ezgileri işitilmeli, kaynana zırıltısından arınmış”
Şaka bir yana, 2012’nin sevgililer gününü. İzmir’den
Antalya’ya, Antalya’dan İstanbul’a, İstanbul’dan İtalya’ ya varan, Ege’den esen
imbat rüzgarına kapılarak, kendi
bencilliğimde yaşadım ilk kez.
Tutukevlerinde, sevenlerinden uzak; dışarıda sevdikleriyle
tutsak, aşk dolu, özlem yüklü, aydınlık yüzlerin ayrılık acılarını taaa, şu ana
dek görmezden gelerek; ülkemde hiçbir sorun yokmuş gibi yaparak, yüreğimi
kendime bıraktım.
Şimdi yine içim acıyor…
2 yorum:
Canım Annem, Ne kadar güzel yazmıssın, dostluğu, anneliği 33 senelik evliliğini. Senin kadar askı derinden duyumsamak icin, hayatı ellerinle kazıyarak yasamak gerek. O yüzden senin sesin, kaynana zırıltısı değil, ikimizin de ne kadar şanslı olduğunu birkez daha hissetiren bir duygu olur.
Simdi düşündüm de kahkası neşesi, aşkı ve şarabı kadar; direnişi, devrimi faşizmi, ve tutsaklığı yaşayan Akdeniz böyle zamanlarda burnumuzda ve gönlümüzde bir sızı bırakıyor...Onun için Antalya'dan İzmir'e oradan İtalya'ya taşıdığın özlem serdeki Akdenizlilikten... İyi ki varsın canım annem...
Sagğlsun Gizem yazınızı bana da haber verdi.Büyük bir keyifle,yüzümde gülümsemeyle okudum.Mutlu etti yazınız beni,eminim ki her okuyan benim kadar keyif alacaktır.Sevgilerimle
murat aytac
Yorum Gönder