20 Şubat 2012 Pazartesi

Şimdi İçim Acıyor

SEVGİLİLER GÜNÜ
14 şubat 2012

Sosyoloji, Biyoloji ne anlar aşk’ dan sevda’dan
Bu Psikolojinin işi.
Sevgilidir birbirini seven iki kişi
köprü kurdurur, duvar ördürmez,
İnceltir, olgunlaştırır, ölçülmez
Yürekten duymak yeter.
Ruhlar sevişir aslında;
Bedenler yük çeker.

Sevgililer günümüz kutlu olsun
Murat Tunçay

Sevgililer gününde, sabahın yedisinde gelen bu şiirsel kutlama, bana yıllanmış dostluğun sevgiyle uyanışın pırıltılı sevincini yaşattı. İşte böyledir sevginin gücü.
Dost ekini bir yalnızlık anını güzelle bezeyiveriyor anımsamanın yaratıcılığıyla.
Sen de anında bir şeyler çiziktirirsin uzağı yakın edercesine çabuk.
Zaman ve uzamda birlikteliği yakalamak için.İçindeki sevinci dizelere döküverirsin coşkuyla:

SEVİNÇ
İki güzel dost, sevgiyi yaratmış
Yüreklerde.
Gözleri ufka dönmüş,
Bakarlarken geleceğe
Doğan her yeni günle
Yeniden doğmuş
Müziğin koynunda
Güzelle beslenen
Aşk adlı bilmece…
İki güzel dostla
İzmir’den
Antalya’ya
Varan aşk,
Sabahın şavkında
Alazlandı,
Eşinden uzakta
Feride’nin  gönlünde
Paylaşımın anlamıyla
çözülsün diye…

“Teşekkürler Canlarım, derken ikinci teşekkürüm bu mesajları iletmemizi sağlayan teknolojiye idi.
Bunları düşünmek, eşimden uzak olma gerçeğini bir yürek çırpıntısıyla yeniden canlandırıverdi beynimde.Aslında birbirinden pek de farklı olmayan sevgililer günü, bu erken saatlerde aşkı anımsatırken özlemi körükledi susuzluğu duyumsatan.İşte a an, bu tip günlerin ardında saklanan liberal anlayışın insana sevimli gelen tüketim tuzaklarını yenen, şiirsel anlatının devreye girdiğini gördüm, İstanbul’daki sevgiliye sunulan:

ARAYIŞ,
Kara gözlerinden
Yaşamın anlamı
Su olup akarken içime
Aşkın kırmızısına
Işıltılı Akdeniz mavisini katıp
Meltem rüzgarıyla,
havalanıyorum
Gün ortasında
Mor giysili Toroslar’ın yüceliğinden
bembeyaz bulutların ferahlığına
erişirken tutkun gönlüm
özleminle sarhoş,
ellerini arıyor
boşluğa düşen yalnızlığımda

Bu armağan içimdeki yoksunluk yüklü özlemi Bolonya’daki kızıma doğru yöneltiverdi ana yüreğinin sınır tanımazlığıyla. “Onu da kutlamalıyım” derken, bir doğum günü bahanesinin İstanbul’dan İtalya’ ya varan aşk dolu buluşmasını gözledim sevgililer gününde Venedik’te soluklanan.. O anda, yaşlı ama özlemin kıpırtısıyla coşan yüreğim uyarıcı sesle irkildi.“Dur şimdi olmaz! Gondolda yalnız aşk ezgileri işitilmeli, kaynana zırıltısından arınmış”
Şaka bir yana, 2012’nin sevgililer gününü. İzmir’den Antalya’ya, Antalya’dan İstanbul’a, İstanbul’dan İtalya’ ya varan, Ege’den esen  imbat rüzgarına kapılarak, kendi bencilliğimde yaşadım ilk kez.
Tutukevlerinde, sevenlerinden uzak; dışarıda sevdikleriyle tutsak, aşk dolu, özlem yüklü, aydınlık yüzlerin ayrılık acılarını taaa, şu ana dek görmezden gelerek; ülkemde hiçbir sorun yokmuş gibi yaparak, yüreğimi kendime bıraktım.
Şimdi yine içim acıyor…

2 yorum:

kuazimodo dedi ki...

Canım Annem, Ne kadar güzel yazmıssın, dostluğu, anneliği 33 senelik evliliğini. Senin kadar askı derinden duyumsamak icin, hayatı ellerinle kazıyarak yasamak gerek. O yüzden senin sesin, kaynana zırıltısı değil, ikimizin de ne kadar şanslı olduğunu birkez daha hissetiren bir duygu olur.

Simdi düşündüm de kahkası neşesi, aşkı ve şarabı kadar; direnişi, devrimi faşizmi, ve tutsaklığı yaşayan Akdeniz böyle zamanlarda burnumuzda ve gönlümüzde bir sızı bırakıyor...Onun için Antalya'dan İzmir'e oradan İtalya'ya taşıdığın özlem serdeki Akdenizlilikten... İyi ki varsın canım annem...

murataytac dedi ki...

Sagğlsun Gizem yazınızı bana da haber verdi.Büyük bir keyifle,yüzümde gülümsemeyle okudum.Mutlu etti yazınız beni,eminim ki her okuyan benim kadar keyif alacaktır.Sevgilerimle
murat aytac